DİZİ YORUMU: MOON LOVERS SCARLET HEART: RYEO


Bi yerde ‘bir dizi izledim, bin ayrılık yaşadım.’ cümlesini okumuştum. Bu diziyi o kadar iyi tanımlıyor ki. Moon Lovers hakkında söyleyeceğim o kadar çok şey var ki, hangisinden başlasam bilemiyorum.

Şuana kadar yüzlerce dizi izledim ama bu kadar güzel bir dizi görmedim. İzlediğim tartışmasız en sağlam diziydi. Zaten az çok blog okuyanlar bilir bu dizi hakkında tek bir kötü yorum okuyamazsınız. Bende tam bu sebepten başladım diziye ve bitince bugüne kadar nerdeydim dedim.

KONU:

Go Ha Jin hayatından bunalmış kötü bir dönemde olduğu sırada, göl kenarında ufak bir çocuğu kurtarmak için suya atlar. Bu sırada güneş tutulması olur ve kendisini geçmişe, Goryeo Hanedanlığına gitmiş bulur. Buradaki ismi Hae Soo olmuştur. Gelecekten gelen Hae Soo’nun o dönem ile mücadelesi, prenslerle dostluğu, prensler arası taht kavgası ve aşkları anlatılmaktadır.

KARAKTER TANITIMI


1- WANG SO / 4. PRENS


''o, güneş olmak istemedi ancak parlıyordu.''

Kral Taejo’nun dördüncü oğludur. Prenslerin arasında korkulan ve adıyla nam salmıştır. Yüzündeki yara izi yüzünden ailesi sevmemiş evlatlık vermiştir ve krallıktan, kardeşlerinden uzak büyümüştür. Kralın emriyle Goryeo’ya geçici olarak gelen Wang So geri dönmemekte kararlıdır. Gelecekte Kanlı Kral adıyla kardeşlerini katlederek tahta oturduğu söylenen Wang So’yla tanışan Hae Soo, Kanlı Kral olarak anılmaması için herşeyi yapar. Bu süreçte önce Wang So karşılıksız sevmeye başlasa da zamanla herşey değişir.

Uzun süre bu işin içinde olanlar bilir Lee Jun Ki zaten tarihi kdrama sektörünün lordu gibi bir şey. Yanlış hatırlamıyorsam 5 tane tarihi kdrama da yer aldı ama bu dizide oyunculuğuyla devler ligine yükseldi gözümde.

2- HAE SOO

''eğer bu hiçbir şeyin değişmeyeceği anlamına geliyorsa, yaşamak istiyorum.''

Yakın çağdan Goryeo Hanedanlığına giden Hae Soo başta şaşkınlık yaşasa da eski kötü hayatını göz önüne alıp yaşamak istediği için buraya adapte olmaya çalışır. Tarihten Kanlı Kral olarak bildiği 4. prens Wang So’nun tahta çıkacağını bilir ama bunu kimseye söyleyemez. Kardeş prenslerini katletmesin ve tarihte artık Kanlı Kral olarak anılmasın diye engel olmaya çalışır ama taht oyunlarını görünce pişman olur ve bizzat kendisini yaptığı bi hamleyle 4. Prensin tahta çıkmasını sağlar. Başta 8. prensten hoşlansa da, 4. prens Wang So’ya gerçekten aşık olur.


3- WANG WOOK / 8. PRENS

''aşk ve güç, ikisi de yüreğinde.''

Hae Soo’nun kuzeniyle evlidir. Prenslerin en naziğidir. Zamanla Hae Soo’ya karşı hisleri başlar ve Hae Soo’dan da karşılığını alır. Malesef ki bu karşılıklı hoşlantı Wang Wook’un taht oyunlarının içine girmesi, kardeşleri arasında ihanetler döndürmesine, tahta göz dikmesine ve taht uğruna Hae Soo’dan vazgeçene kadar devam eder. Hae Soo’nun ona geri döneceğini düşünerek kral olmayı iyice kafaya koyan Wang Wook, veliaht prensi öldürecek kadar kötü biri olmaya başlar.

4- WANG YO / 3. PRENS


''onun hayali, Goryeo kralı olmak.''
Kral Taejo’nun 3. oğlu. Tek amacı Goryeo kralı olmak. Annesinin baskısı yüzünden bu hırsı gözlerini kör eder. Wang So ile aynı anneden doğmasına rağmen en büyük düşmanı olarak görür, bu konuda annesinin payı yüksektir. Dizide karakterini hiç bozmadan son ana kadar hep kibir ve hırsını yansıtan prens.


5- WANG JUNG / 14. PRENS
''her zaman kardeşlerinin en genci''
Kral Taejo’nun en küçük oğlu. Wang So ve Wang Yo’nun aynı anneden olma kardeşidir. Annesinin hırsına, abilerinin taht merakına rağmen onlara benzemeyen belki de en iyi prensimiz. Dövüş sanatlarına ilgilidir ve bu konuda oldukça başarılıdır. Hae Soo’yu başta ablası gibi görse de sonradan gönlü düşüyor. Her zaman herkesin iyiliğini düşünen en küçük prens.


6- PRENS EUN / 10. PRENS
''haylaz bir genç kan.''

Prenslerin en haylazı, en yaramazı ve en komiğidir. Taht yada konumla ilgilenmeyen sadece prens olduğu için sarayda bulunan prens. Hae Soo’ya ilk andan beri aşık olan ama bunu eğlenerek dışa vurup Hae Soo’yla dost olan, ona aşık dört prensten biri.

7- WANG BEAK AH / 13. PRENS
''derinliği ve zerafeti ile.''

Prensler arasında en mülayim olanıdır. Hae Soo ve Wang So’yla derin bir dostluğu vardır ve ikisinin kararlarına hep destek çıkmıştır. Tahtta gözü olmasa da bu uğurda çok büyük kayıplar vermiştir. Sanata çok düşkündür.


8- WANG WOO / 9. PRENS




''kalbimi mi istiyorsun? istediğin kadar gümüş al.''

Prenslerin en zengini ve sinsisidir. En çok ihanet eden herkesin arkasından iş çeviren ve sadece Prens Yo’ya yakınlık duyan prens. Baştan sona kadar kimin yanında yer aldığını bilmediğimiz ‘başı boş’ diyebileceğimiz bir prens.


9- WANG MOON / VELİAHT PRENS




En büyük prens olmakla birlikte veliaht prenstir. Kral Taejo’nun kral olmadan doğan ve en güvendiği oğludur. Her zaman iyilikten yana olan prens, Wang So’ya yüksek derecede güvenir.


TAVSİYE TAVSİYE TAVSİYE!!

Eveeeet, şimdi diyeceksiniz ki bu kadar prensi aklımda nasıl tutayım falan başta bende öyle olmuştum. Ama ilk bölümde 4 ve 8. prensi aklımda tutsam yeter diyosunuz. İkinci bölümde olaylardan dolayı 3 ve 10. prenste aklınızda yer ediyo. Gerisi zaten çorap söküğü.

SPOİLERLİ YAZILAR

*Wang So’nun ‘karşıma çıkarsan seni öldürürüm’ dediği insana şefkatli gözlerle bakması beni en çok etkileyen olaylardan biriydi. Sevdiği kız suçlanmasın diye üç bardak zehir içen, kız kardeşinin karşısında duran ve idama giderken muhafızlara kılıç çeken prens. Onlarca dizi izledim, gözlerdeki o şefkati hiç bi yerde görmedim.







*Beni en çok etkileyen sahnelerden biri de, her zaman korkusuz, korkulan ve dik duran Wang So’nun yara izi görülünce, kalbi kırık küçük bi erkek çocuğu oluşu.








*Prenslerin eğlenceli günlerinden düşman ilan edilmesine kadar geçen süre o kadar hızlıydı ki, ne oldu nasıl oldu diye soramadan elimizden kayıp giden prenslerimiz oldu. Bu da kafamızda her zaman oluşan ‘o ölürse dizi biter’ tabusunu yıktı tamamen ve benim için büyük bi artıydı. Çünkü sürekli kafamda acaba şimdi ne olacak sorusu ve heyecanı vardı.





Prenslerimiz birlikte büyürken ve gülüp eğlenirken,



birbirlerine kılıç çekmeye başlamaları, entrika çevirmeleri hem kalbimi kırdı hemde gözümü ayırmadan izlememi sağladı. Herkes bilirki her dizide sürekli ileri alma, sahne atlama yaparız ama bu dizide gözümü kırpmadım hatta sahneleri tekrar tekrar o kadar çok izledim ki bi saatlik bölümü 1,5 – 2 saatte bitirdim hep.

*Ve Wang So’nun ilk defa Hae Soo’ya gözyaşını göstermesi. Çok sinirli bi şekilde gösterse de kalp kırıklığını o kadar iyi yansıtmış ki oyunculuğunu ayakta alkışladım.



*Ve değinmeden asla geçmeyeceğim, geçersem ayıp olacak konu, Wang So’nun nadiren gördüğümüz o kalbimizi hızlandıran gülüşü.








Tabi bu sahneler çok nadir oldu. Her ağladığında gözlerimin dolduğu ve kalbimin ağrıdığı bi oyunculuğu vardı ve gerçekten içime işledi.








o yüzlerce sahnelerden bir kaçı.

*Ve beni çok derinden etkileyen, izleyenlerin ciğerini söken sahne. Prens Eun’un tahtla hiç bir ilgisi olmadığı halde taht uğruna idam edilmesi. Üstelik So’dan istediği için canı yana yana kardeşini öldürmek zorunda kalan So’nun kaldığı durum. Düşünsenize ne kadar zor. Canı yanıyor ama kardeşinin düşman elinde ölmemek için son istediği onu kendinin öldürmesi. Şu hayatta yaşanacak en zor şeylerden biridir.





*Ve hep güleç olan herkesin göz bebeği minik prensimiz ilk ve son gözyaşı, bu sahneye ciğerimi bıraktım sanırım.



*Hae Soo’nun Wang So’yla evlenemeyeceği öğrendiğinde gözlerinde ki o ifade ve bunu kendi için sorun değilmiş gibi gülümseyerek Wang So’yla paylaşması. Bunun üzerine Wang So’nun evleneceğini öğrenmesine sesini çıkartmamasını anlayan Wang So’nun göz yaşları.



*Bir diğer değinmek istediğim herkesin gözlerini dolduran içe işleyen bir sahne daha. Hae Soo’nun saraydan ayrılırken söylediği sözler.



“hiç buluşmamış olsaydım onunla, böyle hasret çekmeyecektim.

hiç bilmeseydim onu, bu kadar çok düşünmeyecektim.

birlikte olmamış olsaydık, böyle yok olmayacktım.

bu kadar değer vermemiş olsaydım, böyle çok hatırlamayacaktım.

sevmemiş olsaydım, birbirimizi terk etmeyecektik.

hiç karşılaşmamış olsaydık, birlikte olmayacaktık.

keşke.. seninle hiç karşılaşmasaydık,

tek arzum günün birinde, seni tekrar sevebilmek.”



**VE FİNAL

Herkesin dilinde olan bi konu var ki konuyu bilmeyenler bile bundan muzdariptir. Kore dizisi finalleri. Her zaman büyük hayal kırıklığı yaratır. Çok nadir tatmin ederler ama akılda soru işaretleri hep kalır. İzlediğim en sağlam finaldi. Yüzlerce dizi izlediğim ve finaline hayran kaldığım tek dizi Moon Lovers oldu.

Yemin ederim finale ciğerimi değil kalbimi de bıraktım. Kendime geldiğimde elim kalbimin üstünde ağlıyordum. Kalbim can çekişti resmen. Bu kadar içime işleyemezdi. Günlerce finali düşünerek uyudum ve dedim ki keşke izlemeseydim diziyi. Çünkü aylarca etkisinden çıkamadım ve çıkamıyorum. Eminim izleyip finalin etkisinden çıkabilen yoktur.

Hae Soo’nun modern çağa dönmesi beni yerle bir etmişti. Hele ki gördüğü herşeyin rüya olduğunu düşünmesi beni kahretmişti. Özellikle Wang So’nun Hae Soo öldü diye ortalığı ayağa kaldırırcasına ağlamasını gördükçe kahroldum.

Ama arkadaşına ‘yüzü yaralı bi adam vardı yüzünü maskeyle gizliyordu. Ama neden onu rüyamda gördükçe gözyaşlarımda boğulduğumu anlamıyorum’ demesi hem mutlu etti hemde kahretti.

Tartışmasız dizinin en can alıcı sahnesi. Müze sahnesi. Hae Soo’nun Goryeo Dönem Müzesi’ne gidip resimleri gördükçe herşeyin gerçek olduğunu anlaması. Ve resimlere bakarken aniden Wang So’nun resmiyle göz göze gelmesi.




Gördükçe dolan gözleri beni nasıl üzdü belli değil. Düşünsenize yıllarınızı geçirip deli gibi aşık olmuşsunuz ve bunu rüya sanmışsınız. Gerçek olduğunu öğrendiğinizde ise bu kişinin 1000 yıl önce ölmüş olduğu gerçeği var. Bir daha asla göremezsiniz, sesini duyamazsınız sarılamazsınız. Ve görebileceğiniz tek fotoğrafı karşınızda.



Ve beni elim kalbimde hüngür hüngür ağlatan final. Ondan başka kimsesi olmayan ilk aşkını yalnız bıraktığını fark ettiği o sahne. Düşünsenize ikisi de birbiri için ağlıyor ama farklı boyutlarda. Birisi ilk aşkı öldü diye ağlıyor, diğeri istemediği halde ilk aşkından bin yıl ayrı boyutta ayrı düştüğü için.




''seni yalnız bıraktığım için üzgünüm''

üstelik beni bu sahnenin ekstra üzmesinin sebebi her koşulda ona koşup beni bırakma diyen yanında ağlayan ve başka kimsesi olmayan bi adamdı o.




Hae Soo’nun ardından tekrar kalbi kırık bir erkek çocuğuna dönen Wang So.




Dizi açık ara farkla izlediğim en iyi diziydi. Mutlaka herkesin izlemesi gereken bi diziydi. Şiddetle tavsiye ediyorum, mutlaka ama mutlaka izleme listenize ekleyin. zamanınız varsa şimdi başlayın.

DİZİYE PUANIM: 10/10

Yorumlar

  1. Benimde bugune kadar izledigim en guzel dizi,bütün yazdıklarınıza harfiyen katılıyorum .duygularıma Tercuman oldunuz Teşekkür ederim...

    YanıtlaSil
  2. Ben ilk defa bir dizide bu kadar ağladım nerden baksanız 3 ,4 sahnede ağladım çoğnlukla GÜLDÜM fakat son 2 bölüm gözümden yaşlar hiç eksik olması bu diziyi bana kuzenim önermişti onunla izliyorduk sonra ben dedimki tarihi dizi ise ben izlemem demiştin keşkede izlemeseydim çünkü çok büyük bir etkisi var ben hala son sahneyi açıp açıp anladığım oluyor çok güzle ve özel bir dizi isteyen herkese sonuna kadar tavsiye ederim izledikten sonra etkisi altından çıkarsınız umarım

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Buna benzer bir dizi yok mu ya hala etkisinden kurtulamadim

      Sil
    2. Diziyi izlemeye başlamıştım 10 bölümdeyim ama mutsuz sonla bitiyo diye izleyemiyorum izlediğim tüm diziler neredeyse mutlu sonla bitiyo yani mutlu sonla bitenleri izliyorum sizce devam edimmi keşke mutlu son olsaydı

      Sil
    3. Ben sonunu izleyemedim çok üzüldüm neden böyle bitti aşırı üzüldüm daha izlemeden keşke filim başlamasaydım dicem ama filim çok güzel ufff gsgeheu

      Sil
  3. Anlatılmaz izlenir kelimeler tarifsiz

    YanıtlaSil
  4. bir sürü yerli yabancı dizi izledim ama bu dizi benim için hep 1 numarada olacak ondan daha iyisini izler miyim sanmıyorum (dünyaca inlü la casa de papel den bile daha güzel bir dizi)

    YanıtlaSil
  5. Birdaha kavusamayacaklarmi diye hala ağlıyorum ya😭

    YanıtlaSil
  6. Ya lütfen başka dizi yok mu moon lovers gibi.izlemek istiyorum

    YanıtlaSil
  7. Bidahaki sezon falan varmi acaba

    YanıtlaSil
  8. 2016 çıktığına göre 2 sezon olmucak yani bu sonla bitiyo dimi

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

DİZİ YORUMU: BOYS OVER FLOWERS

DİZİ YORUMU: GOBLİN